Stratonikeia Antik Kenti

Berkin’in Gözünden Stratonikeia Antik Kenti

 

Kazıklı ve Lagina Antik Kenti yazılarımdan sonra bu ay da, o gün gerçekleştirdiğimiz gezilerden sonuncusu olan Stratonikeia Antik Kenti’ni yazacağım.

 

Kent milattan önce 2bin’li yıllarda kurulmuş. Bazı kaynaklarda ise MÖ3. Yüzyılda kurulduğu belirtilmekte. Muğla’nın Yatağan ilçesinin 6-7 km batısında, Yatağan-Milas karayolu üzerindeki Eskihisar köyü sınırları içerisinde bulunan Stratonikeia, antik dönemde kurulmuş olmasına rağmen Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ayrıca bir yerleşim görmüş.

 

Lagina’yı gezdikten sonra 11 km ilerideki Stratonikeia’yı gezmek için yola koyulduk. Anayol üzerinde olmasına rağmen tabelalar ile kent’in yerini oldukça rahat bulabiliyorsunuz. Zaten yol üzerinde iken de, kuzey şehir kapısının orada bulunan büyük sütunları görebiliyorsunuz. Eğer bizim gibi yolun ters tarafından geliyorsanız antik kentin girişi için de ayrıca bir yol yapmışlar.

 

Kentin giriş bölgesine geldiğimizde bir çok aracın rahatlıkla sığabileceği bir otopark mevcut. Aracınızı park ettikten sonra gişe kulübesine gidiyorsunuz. İnternette bir çok yerde giriş ücretsiz diye yazsa da, aslında giriş ücreti mevcut. Müzekartınız var ise ücretsiz giriş yapabiliyor ya da gişeden müzekart satın alabiliyorsunuz.

 

Fotoğraf ekipmanlarımızın hepsi sırtlarımızdaki büyük çantalarda olduğundan dolayı güvenlik görevlisi ısrarla antik kentin üzerinde drone uçurulmasının yasak olduğunu söyledi. Biz de yanımızda drone getirmediğimizi belirtsek de, belli ki bu durum çokça suistimal edildiğinden dolayı 2-3 kez daha hatırlatma durumu hissetti. Biz de görevli arkadaşın içinin rahatlaması için o istemeden çantalarımızı açıp içinde drone bulunmadığını gösterdik. Drone konusunda oldukça hassas olduklarını anlamış olduk. Bu yüzden ziyaret edecekler uçuş izni bulunmadıkça yanlarında drone ile girmeye çalışmamalarını öneriyorum.

 

Selçuklu ve Osmanlı döneminden de yerleşim olduğu için ilk karşımıza Selçuklu döneminden kalma Hamam ile Osmanlı döneminden kalma Şaban Ağa Camisi çıkıyor. 700 yıllık Hamam’a ilk girdiğimde karanlıktan fotoğraf çekemeyeceğimi düşündüm. Fakat biraz hareket edince sensörlü ışıkların hafifçe aydınlatması ile karanlıkta olsa görüntü elde edebildim. Flaş ve tripod kullanımı tercih etmediğim için 10bin iso ile bolca grenli bir fotoğrafım oldu.

 

Selçuklu Hamamı ve Osmanlı Camisinden sonra Cumhuriyet dönemi  köy evlerinin yanından geçerek bu kez de Roma Hamamı’na varıyoruz. Tabi bu hamamın artık sadece kalıntıları ve sütunları kalmış.

Kültür ve Turizm Bakanlığının resmi web sitesinde kazıların ilk olarak 1977 yılında başlandığı yazıyor. Zaman zaman çalışmalar durup tekrar başlamış ve 2008 yılından beri de kazı, araştırma ve restorasyon çalışmaları devam ediyormuş.

 

Stratonikeia Antik Kenti şimdiye kadar yazmış olduğum diğer antik kentlere nazaran bir hayli büyük. Bir yerden bir yere gitmek oldukça vakit alıyor. Tabi ki oraya gittiğiniz zaman da her yeri görmek istiyorsunuz. Mesela biz Kuzey şehir kapısından güneyde bulunan tiyatroya geçtik. Sanırım sadece bu yürüyüş 15 dakika kadar  sürdü. Ama yorularak nereye giderseniz gidin, gördüğünüz an tüm yorgunluğunuz geçiyor.

 

Stratonikeia için aslında yazılacak çok fazla şey var. Diğer Antik Kent yazılarıma nazaran burası için sadece kendi deneyimlerimi yazmaya çalıştım. Çünkü inanın tarihçesine ve mitolojisine girdiğimiz vakit sanırım dergi sayfamız şu anki halinin iki katına çıkardı. Ama beni tek hayal kırıklığına uğratan ise restorasyon çalışmaları oldu. Elbette bitmedi biliyorum fakat örneğin Meclis Binasının bulunduğu oturma alanındaki eksik büyük taşların yerine yapılan yeni taşlar öyle düzgün ve öylesine beyaz ki, “Burası neden böyle” dedirtiyor görür görmez. Umarım Şile kalesine yapılan restorasyon gibi olmaz bittiği vakit.

 

Yolu Muğla’ya düşenlerin mutlaka gezmesi gereken bir yerlerden Stratonikeia Antik Kenti. Fakat yaz tatili için civar bölgeleri tercih edenler için küçük bir uyarı. Dediğim gibi oldukça büyük bir alana sahip. Ve bi yerden bir yere yürümek Temmuz-Ağustos aylarında çok daha fazla yorucu olacaktır. O yüzden kenti gezmek için program yaparken sabah erken saatleri tercih etmenizi öneriyorum. Kentin içerisinde yemek yiyebileceğiniz, oturup bir şeyler içebileceğiniz hatta alışveriş yapabileceğiniz birkaç dükkan’da mevcut. Şimdiden sizlere bol keyifli gezmeler diliyorum.