Bank

Berkin’in Gözünden Bank

 

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada gezinirken bir firmanın düzenlemiş olduğu “Bank” konulu fotoğraf yarışmasına denk geldim. Şahsen ben katılmadım ama eminim ki yarışmaya birbirinden güzel fotoğraflar ile katılımlar olacaktır.

 

Sanırım hepimizin en az bir kere bir banka oturmuşluğu vardır. Kimisi yorulup dinlenmek için oturur, kimisi günbatımını izlemek için, kimisi bir şeyler yemek için ya da oturup birisi ile konuşabilmek için.

 

İlkokul zamanında iken okul yolunda yapılan bir parka bank koymuşlardı. O dönem üzerinde bir banka reklamı vardı. Ve ben isminin o yüzden bank olduğunu düşünmüştüm.

 

Nedendir bilmiyorum ama hemen hemen her çektiğim ya da gördüğüm bank fotoğrafları bana hüzünlü geliyor. Boş da olsa, tek kişi de olsa ya da iki kişi de olsa anında bir anlam yükleyebiliyorum o fotoğrafa.

 

Yalnızlık, aşk, hüzün, sevinç, dram, mutluluk bir bank ile çok rahat anlatılabiliyor. Bank yeni de olsa eski de olsa mutlaka bir yaşanmışlık barındırıyor. Ama bizim ülkemizdeki tüm bankların tek bir özelliği vardır. Bank nerede ve nasıl olursa olsun hemen civarında çekirdek kabukları vardır. Üzerinde çekirdek yenmemiş bank asla bir bank olamaz.

 

Banklar sadece görseller ile bir şeyler anlatmıyor elbette. Birçok şiirde, birçok romanda da kullanılmış. Yazımı hazırlarken bazılarını okuma fırsatı buldum ve en sevdiğimi sizlerle paylaşmak isterim.

Denize karşı bir bankta,
Omzuna başımı yaslayıp,
Sesinden şiirler dinlemek gibi
Çocukça isteklerim oldu.
Bağışla..

 

Nâzım Hikmet