Yıldız Kayması

Berkin’in Gözünden Yıldız Kayması

 

Ilık bir yaz akşamı  bir sahil kenarında, denizin sakin sesi eşliğinde arkadaşlarımızla, sevdiceğimizle ya da tek başımıza otururken gökyüzünde oluşan bir anlık hareketle heyecana kapılır, bizden başkalarının da bu olaya tanıklık etmiş olmasını umarız. Ve çoğu zaman da gördüğümüz olayı sesli bir şekilde söyle söyleriz:  “Aaaa, yıldız kaydı!”

 

Hemen bir dilek tutulur ve o andan itibaren başka dilekler de tutulsun diye gözümüz hep gökyüzüne bakmaya başlar.  Batıl inanca göre kayan yıldız belli bir süre sonra sönecektir yani ölecektir. Ölmeden önce de dilek dileyenin isteğini yerine getirecektir.  Batlamyus’a göre ise dilek tutma geleneği 1.yüzyıla kadar dayanmaktaymış. Yıldız kayması demek, bir tanrının dünyaya bakması anlamına geliyormuş. Bu yüzden insanlar tanrının gördüğü bir anda dilek tuttuklarına ve dileklerinin gerçekleşme ihtimalinin daha fazla olduğuna inanıyorlarmış.

Küçüklüğümden beri gökyüzüne karşı hep bir ilgim vardı. İlkokul çağlarında iken nereden duyduysam “7 gece üst üste 7 tane yıldız sayarsan 7. gün sonunda bir dileğin gerçekleşir.” batıl inancında anlatılanı özellikle yaz aylarında uygulamaya çalışırdım. Misket, bisiklet, okulların geç açılması gibi insanlık için küçük, benim için ise inanılmaz büyük dileklerim oluyordu.  Ama ne yalan söyleyeyim, misket dileğim sıkça gerçek oluyordu. Hatta bisiklet dileğim de bir kez gerçek oldu. Okullar asla geç açılmasa da -belki de defalarca saydığım yıldızlar hatırına- 1987 kışında sömestir tatilinin ardından İstanbul’un yaşadığı o meşhur kış sayesinde okullar iki hafta kar tatiline girdi.

 

Çocuk aklı ile bu büyük dileklerim gerçekleştiği için batıl inancımı geliştirmeye karar verdim. Ve belki de hayatımın en kötü kararıydı bu. Çünkü batıl inancımın son güncellenmiş hali “baktığım yıldızın kayması” şeklindeydi. Uzunca bir zaman ama gerçekten uzunca bir zaman bir yıldıza odaklanıp dakikalarca kaymasını bekledim. (Her yıldız fotoğrafı çekmeye gittiğimde bu olay hala aklıma geliyor. Doğrusunu bildiğim halde 1-2 dakika bir yıldıza odaklanıyorum.) Umarım bu batıl inanç bana ileride boyun ağrıları yaşatmaz.  

 

Bilimsel olarak yıldız kayması olarak gördüğümüz olay,  göktaşlarının atmosfere girerek yanmaları sonucu bıraktıkları izdir. Bazen saatte 200.000 km’yi aşan hızlarıyla çok kısa bir sürede atmosferde çok fazla yol kat edebilirler. Atmosfere giriş sırasında yanmalarından ötürü belirgin ve parlak ışık saçarlar.

 

Ve kimi zaman şans eseri gördüğümüz bu meteorları bazen de bilinçli olarak takip ediyoruz. Şöyle ki  yıldız kayması diye bir şey olmadığı gibi kuyruklu yıldız diye de bir şey yok. Güneş sistemimiz oluştuğu sırada gezegenlerde yoğunlaşmamış kozmik toz karışımlarına “kuyruklu yıldız” deniyor. Bunlardan en bilineni Halley Kuyruklu Yıldızı’dır. Çünkü yörüngesini insan ömrü içerisinde tamamlayan, çıplak gözle görülen tek kuyruklu yıldızdır. Halley Kuyruklu Yıldızı, İç Güneş Sistemine en son 1986 yılında girmiş, hesaplamalara göre 2061 yılında tekrar görülecektir. Tabii bunun dışında başka kuyruklu yıldızlar da vardır. 1992 yılında Dünya’nın yakınlarından geçen Swift-Tuttlu Kuyruklu Yıldızından arta kalan kalıntılar Perseid meteor yağmurunu oluşturur. Güneş’in etrafında dönüşü sırasında  Dünya’nın bu kozmik toz bulutlarına rastlaması sonucu gerçekleştiğinden her yıl aynı dönemde meydana gelir.     12-13 Ağustos’ta en yüksek düzeye ulaşan meteorlar, doğru yere bakıldığında saatte 100 ila 120 arası görüntülenebilirler. Ocak ayında Quadrantid, mayıs ayında Eta Aquarid, temmuz ayında Delta Aquarid, ağustos ayında Perseid, ekim ayında Draconid ve Orionid, kasım ayında Leonid ve aralık ayında Geminid meteor yağmurları bizlere oldukça dilek hakkı sağlayacaklardır.

 

Meteor ya da göktaşı yağmuru denince aklımıza dinozorları yok eden dev göktaşları gelmesin. Bizim gördüklerimiz yerden 80 km yukarıda, boyları 1 mm civarında toz tanecikleri. Bu toplu iğne ucu büyüklüğünde olan tozların tüm dileklerinizi gerçekleştirmesi dileği ile sevgiyle kalın.