Berkin’in Gözünden The Bodrum Cup
Yine bir Ekim ayı ve Bodrum için yine bir The Bodrum Cup zamanı. Bu yıl 36. gerçekleşen yelken yarışlarında 2018 yılından sonra ben de ilk kez tekrar bir yarış teknesinde yarışı takip ettim.
Yarış her ne kadar 22-26 Ekim arasında olmuş olsa da aslında hazırlıklar çok önceden başlıyor. Örneğin benim yarışa katılacağım Elele 2 teknesi 24 Eylül’de karaya çıkartılıp yarış için bakımları yapıldı. 9 Ekim’de ise Bayrak Boyama Etkinliğinde, Bodrum Sağlık Vakfı’nda bir araya gelip hep birlikte yarışan teknelerin numaraları rengarenk boyandı.
21 Ekim’de yarıştan bir gün evvel takımların fotoğraf çekimi, yarış birifingi ve kampana töreni ile yarış için her şey hazır oldu.
22 Ekim Salı günü sabah erkenden teknemizde hazır olduk. 18 Kişilik ekibimiz güzelce bir kahvaltı yaptıktan sonra ilk yarış olan Bodrum-Karaada etabı için limandan ayrıldık. Rüzgar istediğimizden az olsa da yine de start verilecek kadar etkiliydi. 150 tekne ve 2bin’in üzerinde yarışçı ile ilk günü Karaada etrafında dolanarak bitirdik. Aslında sadece yarış olarak bitirdik. Çünkü Bodrum merkezde hazırlanan sahne’de Deniz Sipahi konseri ile eğlence devam etti.
Yarışın ikinci günü etabımız Bodrum-Bodrum etabı idi. Bodrum içinde gerçekleşen bu etap için yine start alabilmek için rüzgar beklemek durumunda kaldık. Etaptaki daha kısa bir rota ile ikinci günü de az esen rüzgar ile tamamlayıp liman’a geri döndük. Tabi ki eğlence yine devam ediyordu. Bu kez de sahnede Jabbar vardı.
Perşembe sabah tekneye giderken diğer günlere göre biraz daha hazırlıklı gittik. Çünkü önümüzdeki 2 gece Çökertme ve Kissebükü’nde tekne’de kalacaktık. İlk Etap Bodrum-Çökertme etabıydı. İlk iki güne kıyasla daha iyi bir rüzgar ile Çökertme’ye kadar güzelce gittik. Orada bağlanabileceğimiz bir liman olmadığı için gece deniz üstünde kalacaktık. Ama tabi organizasyon tüm hızı ile devam ediyordu. Sahile kurulan eğlence alanında önce Bodrum Kent Orkestrası, ardından da yöresel ezgiler ve coşkulu ritimlerle Tenekeci Mehmet, Neco ve Yüksel Duman yarışçılara keyifli vakit geçirttiler.
Benim gibi geceleri oldukça geç yatan birisi bile deniz üstündeyken sanırım biraz da yorgunluktan dolayı bir an evvel yatıp uyuma isteği hissettim. Tabi ki o kadar kişi kamara’ya sığamayacağımız için teknenin arka bölümünde çiğden korunmak için bir branda örtüp uyku tulumlarımıza sarılarak uykuya daldık. Sabahın ilk ışıkları ile güne başlayıp Kissebükü etabı için bir an evvel hazırlıklarımıza başladık.
Kissebükü, Çökertme gibi değil. Herhangi bir işletme yok. Bildiğimiz ıssız bir koy. Ama organizasyon bunu da düşünüp Bodrum’un en sevdiğim Rock Bar’ı olan Körfez bar’ı Prime Time teknesi taşımış. Bir çok yarışçı bu yüzen partide yorgunluklarını atıp uyumak için tekrar teknelere botları ile döndüler.
Cumartesi günü son etap Kissebükü-Bodrum etabıydı. En şiddetli rüzgar son gündü ve Bodrum’a ulaşma için rotamız Karaada’yı dönmekti. Hem bizim teknemiz hem yarışan diğer tekneler rüzgarın ve dalgaların etkisi ile oldukça yana yatarak seyir yapıyorduk. Günbatımına kadar devam eden etap bizi en çok yoran yarış oldu.
Bodrum limana döndükten sonra gece için hazırlanmaya başladık. Halikarnassos’ta hem ödül töreni hem de Mert Demir konseri vardı. Ödül töreninin bizim için farklı bir önemi vardı. Çünkü yarışan tekneler yarış sonuçlarına göre ödül alacaklar ama bizim teknemiz Elele 2 şu an yarışan en eski tekne olarak 30. Yıl ödülünü almaya hak kazandı. Teknemizin sahibi ve kaptanımız Halil Amca 1994 yılından beri aynı tekne ile her yarışa katılmış.
Özel ödülümüzü aldıktan sonra kendi kategorimizde bir de üçüncülük ödülümüzü aldık. 5. Günlük yorucu bir yarıştan sonra tüm ekip arkadaşlarımızla önümüzdeki seneki yarış için sözleşip vedalaşarak ayrıldık.