Karayel

Berkin’in Gözünden Karayel

 

Ben bu yazıyı yazdığım sırada ülkemizin bir çok şehrinde kar yağışı vardı. İstanbul dahil bir çok farklı şehirde takip ettiğim arkadaşlarım lapa lapa kar yağışlı hikayeler atıyorlardı. E malum Bodrum’a pek kar yağmıyor fakat o kar soğuğunu fazlası ile hissediyoruz.

 

Özellikle buradaki evlerin içleri çok soğuk oluyor. İstanbul’daki evimizde merkezi sistemli ısıtma vardı ve düzenli olarak kaloriferlerimiz yandığı için belki de evin içi daha sıcak oluyordu. Bodrum’daki evler apartman tarzında olmadığı için Odun sobası, elektrikli soba, klima ya da şömine gibi sistemlerle ısınmaya çalışıyoruz. Bu da bence çok verimli olmuyor. Neyse ki bu soğuklar 2 bilemedin 3 ay sürüyor.

 

O da sürekli değil tabi. Kimi günler güneş etkisini gayet güzel gösteriyor. Örneğin bugün soğuktan şikayet ederken geçtiğimiz hafta denize giren bir çok insan vardı.

 

Ben buraya ilk taşındığım sene ve ilk kış aylarını yaşadığım zaman bir arkadaşım merakla sormuştu. “Kışın ısınmak için ne yapıyorsunuz?”. Benim de ona verdiğim cevap “Isınmak için evden çıkıyoruz” olmuştu. Tabi rüzgar olunca dışarı çıkmak hiç fayda etmiyor.

 

Lodos rüzgarı estiği zaman genelde Bodrum merkez tarafı daha çok etkileniyor. Hava çok üşütmese de rüzgar sersemletiyor. Ama geçtiğimiz günlerde yaşadığımız Karayel fırtınası benim yaşadığım Turgutreis’te oldukça etkili oldu.

 

Hızı saatte 80 Kilometreyi bulan fırtına, demirli bulunan lüks yelkenliyi sürükleyerek karaya oturttu. Dalgaların kayalıklara çarpması ile metrelerce yükseğe sular yükseldi. Hem rüzgar hem de soğuk hava ile birlikte günbatımında fotoğraf çekmeye çıkıp bol dalgalı fotoğraflarla ile geri döndüm. Ve kısa süre zarfında deklanşöre basan parmağımı artık hissetmemeye başladım, ışık azalır azalmaz da hemen evin yolunu tuttum.

 

Önümüzdeki günlerde bu soğuk havaların devam edeceğini bildiriyor meteoroloji. Bizlerin de yine bu havalara karşı tedbirli olmamız gerekiyor. Eee ne demiş eskiler,

“Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır”.